İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde beyaz bayrak kaldırmalarına rağmen 3 esirin kendi askerlerinin açtıkları ateş sonucu öldürülmesi olayından ders çıkaracaklarını belirterek, İsrailli esirlerin kaçacakları senaryosuna hazırlıklı olmadıklarını bildirdi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, televizyon konuşmasında, Gazze’de 3 esirin, İsrail askerlerinin ateşiyle öldürülmesi olayına dikkati çekerek, “Yaşananlardan biz sorumluyuz.” dedi.
Gazze kentinin eş- Şucaiye Mahallesi’nde günlerce süren şiddetli çatışmalar sırasında Filistinli direnişçilerin sivil kıyafetlerle İsrail askerlerine yaklaşabildiklerine işaret eden Halevi, “Bizim herhangi bir tehdide karşı hazır olmamız gerekiyordu. Ani bir karar da senin ölmene yol açabiliyor.” diye konuştu.
Olayla ilgili ilk soruşturmayı tamamladıklarını ve bundan dersler çıkardıklarını anlatan Halevi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaçırılan 3 kişi, kendilerini anlayabilmemiz için her şeyi yaptılar. Üzerlerinde herhangi bir şey taşıdıkları yönünde şüphe bırakmamak için gömleklerini çıkardılar ve beyaz bir kumaş parçasını salladılar. Buna rağmen beyaz bayrak kaldıranlara ateş edilmemesi yönündeki talimatlara uyulmadan üzerlerine ateş açıldı.”
Bununla aslında Gazze’deki savaşın ne kadar karmaşık olduğunu görebildiklerini savunan Halevi, “Gazze’deki esirlerimizin kaçma senaryosuna hazırlıklı değildik.” ifadesini kullandı.
İsrail ordusu “yanlışlıkla” 3 esiri öldürdüğünü duyurmuştu
İsrail ordusundan, 15 Aralık’ta yapılan yazılı açıklamada, “İsrail ordu güçleri, Şucaiye’deki çatışmalar sırasında 3 İsrailli rehineyi yanlışlıkla tehdit olarak tanımladı. Sonuç olarak askerler, onlara ateş açtı ve öldürüldüler.” ifadelerine yer verilmişti.
Olayın meydana geldiği bölgede yapılan arama ve kontrollerde “ölenlerin kimlikleri konusunda şüphelerin ortaya çıktığı” belirtilen açıklamada, bunun üzerine cesetlerin incelenmek üzere İsrail’e nakledildiği ve ardından cesetlerin, 3 İsrailli esire ait olduğunun doğrulandığı kaydedilmişti.
Ayrıntılı incelemenin ardından cesetlerin, Yotam Haim ve Samer Talalka adlı esirler ile ailesinin adının yayımlanmasını istemediği bir esire ait olduğunun belirlendiği açıklanmıştı.